8 günde 3 maç oynayarak zorlu bir periyodu geride bırakan Yeni Malatyaspor, Ümraniyespor maçı dışında fire vermedi.
Fire vermedi vermesine de, öldü öldü dirildi!
1461 Trabzon maçında belki de ligin en kaliteli takımlarından birisini zorda olsa mağlup edip, 500 seyirci kapasiteli stadyumu olan ve bütçesiyle Yeni Malatyaspor’un çok altında olan Ümraniyespor’a sezonun en kötü futbolunu oynayarak kaybeden sarı kırmızılı takım, “Belalısı” Tarsus İdmanyurdu ile Pazar günü önemli bir maça çıktı.
Maçın favorisi olarak Tarsus karşısına çıkan Yeni Malatyaspor, yine zorlanacağı bir karşılaşmaya çıkacağından habersizdi. Kartalspor maçından bu yana form düşüklüğü olan takım, Tarsus karşısında da havanın soğuk olmasıyla izleyenleri iyice üşüttü.
Defans, orta saha ve hücum hattındaki uyumsuzluk ile birlikte Mustafa Uğur’un sabırları zorlayan değişikliklerine ikinci yarıda taraftar sahneye çıkarak “DUR” dedi ve galibiyetin mimarlarından oldu.
Defalarca söyledik; “Bu takımın yaş ortalaması yüksek ve 90 dakika mücadele etmesi mümkün değil. Bu nedenle, orta alanı kalabalık tutmazsan ve topla çok oynayıp az hata yaparsan, bu ligin kralı da sensin paşası da” diye yorumladık.
Tarsus maçında da gördük ki bu ligde zayıf takım yok. Herkes herkesi yenebilecek güce sahip. Buda şunu gösteriyor ki mücadele edeceksin. En az rakip kadar koşup, en az onlar kadar isteyeceksin.
Tamam, Tarsus maçında alınan 3 puan çok önemli. Hele de BAY haftasına girmeden alınan 3 puan, Pendikspor ile aramızda bulunan farkında açılmasını önledi.
Ama çekirge bu şekilde kaç defa zıplayabilir?
Mustafa Uğur’un artık orta alanı kalabalık tutup, forvet tercihini iki oyuncundan yana kullanması lazım. Rakipleri çok iyi analiz etmesi gerekiyor. 4 tane yardımcısı olan Mustafa hocanın bu konuda sıkıntı yaşamaması lazım. Kendi sistemini çözen rakiplerine karşı, rakiplerin sistemine göre oyun anlayışının benimsenmesi Yeni Malatyaspor’un menfaatine olacaktır.
Sonuçta biz bu ligin en pahalı, en iyi teknik heyeti ve iyi oyuncularına sahibiz. Kaybedilen hiçbir puanda bahanemiz olmayacak.
Eğer olursa;
Sakat oyuncun varsa kadron geniş, Rakiplerin seni çözdüyse yeni planlar yap, Fizik gücünüz yetersizse daha fazla çalışın… gibi sıralayabiliriz. Uzun lafın kısası bahane olmayacak.
Sen Bize Lazımsın Caner
Sezon başında büyük umutlarla transfer edilen ve üzücü bir olay yaşayarak annesini kaybeden Caner, henüz tam anlamıyla kendini toparlayamadı. Son oynanan Tarsus maçında da etkili oynayamayan Caner’in üzüntüsünü oyundan çıkarken gördüğümde, bende onun kadar üzüldüm.
Her insan annesini çok sever, bende öyleyim. Ama hayat devam ediyor. Maalesef ölenle ölünmüyor. Ben, Caner’in acısını acım gibi hissederek bunları yazıyorum. Caner’e olan güvenimizin sonsuz olduğunu ve şampiyonluk yolunda ona çok ihtiyacımızın olduğunu belirtmek istiyorum.
Ve şuda bir gerçek ki;
Yaşatan ve öldüren ALLAH’tır
Öldüren de dirilten de O’dur. (NECM/44)
Hiç şüphesiz, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. O, diriltir de, öldürür de. Size O’ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (TEVBE/16)
Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O hem yaşatır, hem öldürür. O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da annelerinizin de Rabbidir. (DUHAN/8)
Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez (VAKİ’A/60)
|